TatLı FoRum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KOBİ'leriniz ne kadar güçlüyse ekonominiz o kadar istikrarlı olur

Aşağa gitmek

KOBİ'leriniz ne kadar güçlüyse ekonominiz o kadar istikrarlı olur Empty KOBİ'leriniz ne kadar güçlüyse ekonominiz o kadar istikrarlı olur

Mesaj  RuHcöpLüü C.tesi Tem. 05, 2008 1:51 pm

KOBİ'leriniz ne kadar güçlüyse ekonominiz o kadar istikrarlı olur

Doğuş Otomotiv Türkiye'nin en büyük otomotiv distribütörlerinden biri. Binek araç, hafif ticari araç, ağır vasıta ve endüstriyel motorlar segmentinde, 14 uluslararası markanın 75'i aşkın modelini Türk otomotiv pazarına sunuyor.

Volkswagen Binek Araç, Volkswagen Ticari Araç, Audi, Porsche, Bentley, Lamborghini, Bugatti, SEAT, Skoda, Scania, Krone, Meiller markalarının satış-servis-yedek parça hizmetlerini sağlayan Doğuş Otomotiv, Volkswagen Grup markalarının Türkiye temsilcisi. Doğuş Otomotiv, uzman mobil ısı kontrolleri sistemleri markası Thermo King'in Türkiye'deki satış ve servis hizmetlerini almak üzere 2008'de niyet mektubu imzaladı. Ağır ticari araç sektöründen Krone ve Meiller markalarının üretim yatırımlarıyla taşımacılık sektöründe de fark yaratmayı hedeflemekte. Uluslararası arenaya açılma ve bölgesel anlamda etkin bir güç olma stratejisiyle ilerleyen Doğuş Otomotiv, bu doğrultuda Mısır'da Doğuş AUTO MISR ile hafif ticari araç sektörüne giriş yapıyor. İkinci yatırımını da Porsche AG ile İsviçre'de D-Auto Suisse SA şirketinin kurulumuyla yapmış. Doğuş Otomotiv, 'Trafik Hayattır' projesiyle trafikte eğitim ve sorumluluk bilincinin gelişmesini amaçlayan bir KSS projesini de yürütüyor. Ciro itibarıyla sektörde dördüncü.

Doğuş Otomotiv'in başında Ali Bilaloğlu görev yapıyor. 1991 yılında Almanya'da Audi AG ana merkezinde bölge satış müdürü olarak işe başlayan Bilaloğlu, kariyerini 1996 yılında Audi AG'nin Yönetici Geliştirme Programı çerçevesinde Suudi Arabistan'da Samaco'da genel müdür olarak sürdürmüş. Ardına Porsche AG'nin Stuttgart'taki ana merkezine Avrupa'dan sorumlu ithalat müdürü olarak transfer olan ve Fransa'daki iştirakin kurulmasında liderlik eden Bilaloğlu, 2000 yılına kadar yurtdışında aktif görev yapmış. Doğuş Grubu'nda 2000'de göreve başlayan Bilaloğlu, kurum içinde farklı görevlerde bulunmuş. Doğuş Otomotiv'de İş Geliştirme ve Strateji'den sorumlu olarak çalışan Bilaloğlu, Türk otomotiv sektörü içerisinde Doğuş Otomotiv'in yerini pekiştirmek üzere yeniden yapılanma ve iş süreçleri projesinde (BPR) liderlik etmiş. 2001 yılında Audi AG'nin Dubai'den sorumlu genel müdürü olarak Birleşik Arap Emirlikleri'ne de giden Ali Bilaloğlu, Audi'nin yanında Bentley ve VW AG Ağır Vasıta Brezilya üretimi satışlarından sorumlu olmuş. 2004 yılında Dubai'den ayrılarak tekrar Doğuş Otomotiv bünyesine dönen ve Audi'den sorumlu genel müdür olarak görev alan Bilaloğlu, 2007 Haziran'ında Doğuş Otomotiv İcra Kurulu başkanı olarak atanmış. Ayrıca Doğuş Oto'da yönetim kurulu üyeliğinde de bulunan Ali Bilaloğlu, Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu üyeliği görevini de yürütüyor.
Doğuş Otomotiv deyince herkesin aklına Volkswagen gelir ama benim nedense başarılı reklamlarından ötürü Audi markası geliyor dediğimde şaşırıyor Ali Bilaloğlu.
"Bu sizin marka seçiciliğiniz olmalı. Oysaki Doğuş Otomotiv, Volkswagen Grubu'na bağlı tüm markaları çatısı altında bulunduran dünyadaki tek şirkettir. Temsil ettiğimiz tüm markalar Volkswagen Grubu'nun markaları. Doğuş Grubu olarak sekiz sene önce stratejik bir karar alınmıştı ve otomotiv değer zincirinin tüm halkalarında yer almaya karar verilmişti. Şimdi bu karar doğrultusunda yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ayrıca Türkiye'deki ikinci el ticaretini de başlatan ilk kurumsal şirket de biziz."
Üretim sürecine ilk kez mi başlanacak?
"Doğuş'un ilk üretim tesisi Bedford kamyon markasıydı, yani ilk kez üretim yapılmıyor. Yeni yatırımlarımızdan birisi ağır vasıta segmentinde oldu ve Meiller markası için çağdaş bir tesis kurduk. Ancak bu sektörde de pek çok sektörde olduğu gibi merdivenaltı üretim yapılmakta. Bizim isteğimiz bu küçük şirketlerin de Doğuş'un üretim standartlarına ulaşması ve bu doğrultuda büyümesi. Çünkü görüyoruz ki Türkiye'deki KOBİ'lerle Avrupa'daki KOBİ'ler arasında ölçek ve iş yapış biçimi arasında oldukça büyük fark var. Öncelikle çalışan sayısı farklı. Avrupa'daki KOBİ'lerin çoğunluğu 500-600 çalışan kapasiteye sahipken, Türkiye'deki KOBİ'lerin yüzde 90'ının çalışan kapasitesi bir-iki kişilik aile şirketleri. Özellikle de Almanya'dan örnek vermek gerekirse, Almanya'da ekonominin yüzde 90'ı KOBİ'ler tarafından taşınıyor. Bu da ekonomiye bir istikrar getiriyor. Bizde de ekonomik istikrar için KOBİ'lerin daha güçlü yapılar olması gerekir."
Üretim nerede yapılacak?
"Üretim Türkiye'de gerçekleştirilecek. Damper üreticisi Meiller ortaklığında kurduğumuz Meiller Doğuş Damper Fabrikası Sakarya'da, Krone ile gerçekleştireceğimiz treyler üretimimizi ise İzmir Tire Organize Sanayi Bölgesi'nde yapacağız. Tesis, 2009 yılı ilk yarısında faaliyete geçecek. Bu yatırım Türk ticari araç ve üstyapı sektörüne önemli bir katkı sağlayacak ve Doğuş Otomotiv'e treyler pazarının en büyük oyuncusu unvanını kazandıracak. İki fabrikamız da ihracat için çalışacak. Öncelikli olarak İspanya, Fransa ve İngiltere'ye ihracat yapacağız."
Saydığınız bu ülkeler otomotiv sektörünün üst segmentte olduğu bir pazar. Böyle bakınca oldukça iddialı bir yatırıma girişiyorsunuz. Gerçi ortaklarınız Meiller ve Krone kendi alanlarında lider markalar ve bunun size pazara girerken sağladığı avantajlar var. Bu sağlam markaların sizinle ortak yatırım yapması duyulan güveni de yansıtır...
"Grubumuz yurtdışına ilk kez açılıyor. İkinci bir stratejik karar da Türkiye'de sadece Volks- wagen Grubu ile büyüme kararının verilmesidir. İstikrarlı bir duruş sergileyen Doğuş Otomotiv, verdiği kararlardan şaşmadan hedeflerini gerçekleştiriyor. Yurtdışı yatırımlarımız da devam edecek. Bu güven uzun yıllardan beri birlikte çalışıyor olmanın sonucudur."
Öyle gözüküyor ki gelecekte de pek çok yatırım var kurumunuzda. Peki, Doğuş Otomotiv deyince aklımıza neler gelmeli?
"Doğuş Otomotiv'in bir misyonu var: Beklentilerin üzerinde değer yaratmak. Kalite odaklı çalışmamızı iş yaptığımız yabancılar da çok takdir ediyor. Öncelikle çok iyi bir bayi kanalı olduğumuza kanaat getirdiler. Ayrıca bütün bunların üzerine de çok çağdaş bir yönetim anlayışına sahip olduğumuzu söylüyorlar."
Biraz da sizden bahsedelim. Biyografiniz 1991'de iş yaşamınızla başlıyor. Öncesinde neler yaptınız? Mesela aileniz...
"Annem İstanbullu, babam Bartınlı. Dede tarafım ise Selanikli. Babam diplomattı ve görevi nedeniyle ben dört yaşındayken Almanya'ya gitmişiz. Eğitimimin tamamını Almanya'da aldım. Berlin Üniversitesi'nde makine mühendisliği ve ekonomi okudum. 1991'de Audi'de göreve başladım. Eşimle de üniversitede tanıştık ve evlendik."
Uzun yıllar yurtdışında yaşamış ve çalışmış bir yönetici olarak Türk çalışanların iş yapış biçimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Pek çok ülkede yönettiğiniz kadroları göz önüne aldığımızda neler söylersiniz?
"Bu soruyu Almanlarla Türklerin iş yapış biçimlerine bakarak değerlendirmek isterim. Türk-Alman bir ekiple uzun yıllar beraber çalıştım. Almanlar için hep düzenli ve disiplinli derler. Aslında sadece bu özellikleri yok. Almanlarda sorumluluk alma duygusu çok gelişmiş. Üstelik sorumluluğu uzun vadede üstleniyorlar. Eğitim sistemleri farklı. Daha çözüm odaklılar. Problemi çözmek konusunda çok başarılılar. Türklerde ise eğitim biçimi en önemli fark. Almanlar atılan her adımın, üç adım ötesini görmekte çok başarılıyken, Türkler problemi hemen halletmek konusunda daha başarılılar. Ama ileride problemin tekrar etmesi söz konusu olduğu hatırlatıldığında, 'Onu da o zaman hallederiz' yaklaşımındalar. Sakarya'da yeni açtığımız Meiller Doğuş Damper Fabrikası'nda dünyanın en iyi ve kaliteli damperleri üretiliyor. Üstelik sıfır hatayla. Bu farklılığın altını çizmek istiyorum. Sanırım böylece yabancı markaların Türkiye'ye neden yatırım yaptıklarının açıklamasını yapmış olurum."
Yönetim anlayışınıza gelelim isterseniz. Nasıl bir yönetim anlayışınız var? Hangi tür liderlik tarzını benimsersiniz?
"Demokratik bir liderlik anlayışım var."
En çok neye kızarsınız?
"En çok tutarsızlığa kızarım. İşimizde en ufak bir hata, süreçleri çok farklı etkileyebilir. Benim için dürüstlük çok önemli. Hata yapılabilir ama bu hatanın hemen itiraf edilmesi gerektiğine inanırım."
Hata yapıldığında nasıl tepki verirsiniz?
"Arkadaşlarım benim meselelere Almanlar gibi yaklaştığımı söylerler. Fevri reaksiyon vermem. Şirket çıkarına kararlar alırım."
Peki, belli ki, uzun yıllar yaşadığınız ve eğitiminizi aldığınız Almanya sizi epey etkilemiş. Daha gerilere gidersek bugünkü ciddi görüntünüzün gerisinde nasıl bir çocuktunuz?
"Yaramaz değildim. Daha çok sokakta top oynardım. Muzip bir çocuktum diyebiliriz."
Nasıl dinlenirsiniz?
"Stresimi atmak için yürüyüş yaparım ve üç çocuğum var, onlarla zaman geçiririm."
Anlattıklarınıza bakarak çok çalıştığınızı düşünüyorum. Neden bu kadar çok çalışıyorsunuz?
"Bir şey üretebilmek, Türkiye'den yurtdışına bir şeyler taşıyabilmek güzel bir şey. Çalışanlarla birlikte olmak keyifli, ekip ve markalar da iyi olunca, otomotiv sektörünün şu an en şanslı tepe yöneticisi benim diyebilirim."
Otomotiv sektörüne baktığımızda Türkiye'ye gelmeyen marka kalmadı herhalde?
"Uzakdoğu'dan gelmeyen sadece birkaç marka kaldı." (Ben bu söyleşiyi yaptıktan hemen sonra bir Çin markası olan Chery de ülkemize giriş yaptı.)
Bu kadar çok markanın pazarda olması rekabet açısından pek de kolay değil. Rekabet hangi noktada kesişiyor? Vade veya iskontoda mı yoksa daha farklı stratejiler mi devreye giriyor?
"Rekabet aslında iki noktada var. Biri fiyat, ikincisi ise hizmet. Fiyat belirlendikten sonra geriye kalan en önemli şey satış sonrası hizmet. Bir tüketici, otomobil kullanma hayatı boyunca 4-6 arasında araç satın alır. Müşterinize fark yaratmalısınız ki sürekli olarak sizi seçsin. Bu nedenle de sadece ürün satışı olarak değil, otomotivle ilgili tüm alanlarda müşterilerinize yardımcı olmalısınız. Biz Doğuş Grubu olarak otomobil almak isteyen bir müşteriye krediden sigortaya kadar her alanda hizmet sunuyoruz."
Pazar payınız ne kadar?
"2007 pazar payımız yüzde 11,5 civarındaydı. Toplam satışa baktığımızda Türkiye'de 4. sıradayız. İhracatta birinciyiz. Otomotiv sektörü şu an yedek parça konusunda en fazla ticaret geliştirilen bir sektör."
Türkiye'de ve dünyada otomotiv sektörü nereye gidiyor?
"Dünya değişiyor ve enerji çağına giriyor. Çevreyi bir bedel ödemeden tüketiyoruz. Bugün karbondioksit salınımının yüzde 21'i otomotivden kaynaklanıyor. Aslında enerji sektörü daha fazla karbondioksit üretiyor. Gelişmiş ülkelerde çevreye duyarlı otomobiller üretiliyor. Aslında şöyle bir gerçek de var: Şu anda çevreci bir 'hibrit' arabayla bizim sattığımız araçlar kıyaslandığında hibritlerin enerji salınımının daha fazla olduğunu görüyoruz. Çünkü enerjiyi arabaya yükleme sırasında oldukça fazla enerji ortaya çıkıyor. Dünya artık daha çevreci arabalar üretecek. Çevreye yatırım yapan kazanacak. Hurda araç demontajı sektörü daha da büyüyecek."
2008'de otomotiv sektöründe ne gibi değişimler olacak?
"Otomotiv sektörünün pazar payı daralacak. Ağır vasıtada ve hafif araçlarda satış azalacak. Bunların sinyalini alıyoruz. Global dalgalanmadan çok etkilenmesek de bunun etkilerini görmeye başladık."
Türkiye'nin ekonomik gidişatını değerlendirir misiniz?
"Ekonomik açıdan hükümet istikrarlı bir politika çizdi. Son dönemde dövizde dalgalanmalar olduysa da pek çok açıdan yine de iyi bir noktadayız."
Peki, son bir soru: Eşiniz Alman. Almanya-Türkiye maçında evde neler oldu? "Bizim evde o gün herkes Türkiye için dua etti. Kazanan Avrupa şampiyonu olsun dedik, yani kim kazanırsa o şampiyon olsun istedik. Eşimi de bunca yıldan sonra Türkleştirdik. Türkiye'nin başarıları onu da çok sevindiriyor ama asıl önemli olan, maçtan sonra Almanya'da Türklerle Almanlar arasında hiçbir olayın çıkmaması. Buna daha çok seviniyorum."
RuHcöpLüü
RuHcöpLüü

Mesaj Sayısı : 251
Kayıt tarihi : 04/07/08
Nerden : SevqisizLer yuRdundan

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz